Küçük Ağa'nın reyting başarısının sırrı!

Kanal D'nin kısa süre önce yayın hayatına başlayan dizisi 'Küçük Ağa', seyircinin gönlünde taht kurdu.

Minik oyuncu Emir Berke Zincidi'nin başrol oynadığı dizi, hemen her hafta reyting listesinin zirvesinde.

Bu başarının sırrını dizi ekibi anlattı.

SORULAR

1) İzleyici 'Küçük Ağa'yı çok sevdi ve dizi kısa sürede büyük başarı yakaladı. Sizce bu başarının sırrı ne?

2)Canlandırdığınız karakterin en çok hangi yönlerini seviyorsunuz?

3) İzleyicilerle aranızda güçlü bir sevgi bağı oluştu. Bunun size geri dönüşleri nasıl oldu.

Canım çıkana kadar sarılıyorlar (Emir Berke Zincidi)

1- Hikâye güzel, herkes birbiriyle çok uyumlu. Bu da seyirciye yansıyor. Bu yüzden de harika bir iş çıkıyor.

2- Mehmet Can'ın en çok annesiyle babasını barıştırmaya çalışmasını, hazırcevap ve yaramaz oluşunu seviyorum.

3- Dışarıda 'Küçük Ağa, Memo, Cancan, Fındık burnunu yerim' şeklinde tepkiler alıyorum. Çok sevip, canım çıkana kadar sarılıyorlar. Böyle tepkiler alıyorum.

Hikâye çok net (Birce Akalay)

1- Bence sırları olan bir hikâye olmadığı için bu kadar sevildi. Bizim sırlarımız, gizlerimiz yok. Hikâye çok net. 'Küçük Ağa', temelinde anne ve babası boşanan bir çocuğun hikâyesi. Entrikalardan uzak, seyircinin uzun zamandır izlemek istediği sıcacık bir aile işi. Senaryomuz bu anlamda bizi de seyircimizi de epey besliyor. Temelimizde bir ailenin temelinde ne varsa o var. Bu da beraberinde sempatiyi getiriyor.

2- Sinem'in herkes gibi oluşu en sevdiğim özelliği sanırım. Beni çok rahatlatıyor ve yelpazemi çok genişletiyor.

3- Adını siz çok güzel koymuşsunuz; sevgi bağı... Sevgi bağı, sevgi getiriyor bize, gülen yüzler getiriyor. İnsanı en mutlu eden kısmı bu diyebilirim. Bir de en önemlisi küçük izleyicilerimizin reaksiyonları tabii. Onların sevgilerini gösteriş biçimleri her şeyin üzerinde. İnsanı bambaşka bir dünyaya götürüyor.

Anadolu'dan gelen saf ruhunu koruyor (Sarp Levendoğlu)

1- Samimi olması, öykünün takibinin kolay olması, herkese hitap etmesi, ailelerin çocuklarıyla beraber seyrederken keyif almaları, belki de insanların ağır dramalardan sıkılmış olmaları...

2- Hayata karşı rahat olmasını, bir de ailesini çok sevmesini, kökündeki bağlardan utanmayıp onlara sahip çıkmasını seviyorum. Yani ne kadar İstanbullu da olsa Anadolu’dan gelen saf ruhunu koruyor.

3- Hep iyi şeyler duyuyorum. Biz iş yoğunluğunda ne yaptığımızı fark edemiyoruz. İyi tepkiler aldığımız zaman, işimizi biraz da olsa başarabildiğimizi düşünüyoruz.

Artık bana 'Yeşim' diye sesleniyorlar (Banu Zorlu)

1- 'Küçük Ağa' dizisi, halkın özlediği eski Türk filmlerini anımsattı çünkü. Samimiyeti, sıcaklığıyla seyirciyi kendine çekti ve izleyen herkes kendinden bir şeyler gördü. Öyle ki, izleyenler bu sıcak aile dizisinden kopamıyor. Ayrıca bu başarının anahtarı tabii ki yaptığı her işte başarılı olan, Türkiye’nin 1 numaralı yapımcısı Türker İnanoğlu’nun imzasıdır.

2- Yeşim okumuş, kendi ayakları üzerinde duran, giyimine kuşamına önem veren, çağdaş bir genç Türk kadını. Aynı zamanda en kötü anlarda bile mücadeleden vazgeçmeyen, umudunu yitirmeyen bir karakter. Bu yönünü seviyorum.

3- Mükemmel tepkiler alıyorum. Artık bana 'Yeşim' diye sesleniyorlar. Özellikle küçük çocuklar beni çok seviyor. Genç kızlar ve hanımlar kıyafetlerimi, aksesuvarlarımı, hatta saç rengimi çok beğeniyor. Entrikacı bir karakteri oynamama rağmen izleyenler beni bağrına bastı. Bu da beni çok çok mutlu ediyor.

Sevecen bir ağa (Zeki Alasya)

1- Ortalık vurdulu kırdılı, kavgalı dövüşlü dizilerle doldu. 'Küçük Ağa' bunların dışında, çok bizden, sıcacık bir hikâye. Oyuncular halkın sevdiği oyuncular, fevkalade özenli bir yönetim... Bütün bunlar bir araya gelince seyirci diziyi çok sevdi ve giderek artan bir şekilde sevmeye devam edecek.

2- Sert görünüşünün altında yumuşacık bir kalbi olan sevecen bir ağayı canlandırıyorum. Oğlunu seviyor, torununu seviyor, insanları seviyor... Ben de onun bu taraflarını seviyorum.

3- 50 yıldır bu işi yapıyorum. Tiyatroda, sinemada ve televizyonda doğruları yapmaya çalıştım hep. İnsanlarımı seviyorum, onlar da beni seviyor. Bundan da doğal bir şey olamaz herhalde...